Nasıl Kayboluyoruz Sosyal Medyada ?
Gerçek sandığımız, gerçeği aradığımız sosyal medyanın sahte
yüzü uzun zamandır konuşuluyor. Mutluluğu gerçek olmayan anlarda
bulduğumuzu zannedip bunları paylaşmak herkesin dilinde. Mutsuz anlar
peki, onları da paylaşıyor muyuz? Olumsuz anılarımız,
acılarımız ve dramatik anlarımız en mahrem boyutlarıyla
sergilenmekte ve istismar edilmekte. Mahremiyet kalmadığı gibi hemen
herkesin her şeye yorum yapma özgürlüğü aldı başını gidiyor.
Doğru ile yanlış ayırt edilemeyecek boyuta ulaştığı için en
doğrusunu eleştirirken en kötü olayları bile alkışlayanlar var.
Ne doğru ne yanlış zorlanır hale geldik. Peki biz bu kararları
nasıl vereceğiz? Neyi nasıl düşünüp ne hissedeceğiz?
Doğruyu bulmakta zorlandığımız bu dönemleri yaşarken kendini
depresif hissetmek, bunalmak, bugüne ve geleceğe umutsuzca bakmak en
sık yaşanan durumlar arasında. Çünkü duyguları ne kadar
yaşayacağımız bile sosyal medya tarafından belirleniyor. Yani hemen
her duygulanımımız kontrol altında. Sevinçlerimiz gölgeleniyor
hüzünler yaşanılmadan geçiştiriliyor. Peki bunca kaybettiğimiz
duygu, onlara ne olacak? Açığa çıkacak yaşanılmayan hisler, ama
bu hisleri yaşamaya biz hazır olacak mıyız.. Çoğunu beğeni
uğruna yapıyoruz. Kendimiz için en uygun düşünceyi bulmakta
zorlanıyor ve bunları sorgulamadan kopyalıyoruz. Ne hissettiğimizi,
ne düşündüğümüzü daha doğrusu kendimizi dinlemiyoruz. O an
düşünmeyi bile unutabiliyoruz çünkü bizim adımıza düşünenler
var.
Benliğimizi akımlar uğruna kaybediyoruz.. İçimizdekilere bakmadan
kendimize aldırış etmeden sosyal medyaya bakıyoruz. Diğerlerinin
peşinden koşuyoruz. Başkalarının en çok onayladığı düşünceyi
benimsiyor kendimizde oluşan onaylanma ihtiyacını karşılamaya
çalışıyoruz. Çoğu zamanda dikkat çekmek için farklı şeyler
söylemeye çalışıp kendimizi zorluyoruz. Toplum olarak ruh
sağlığımız tehlikede. Ve burada en çok nefes almaya ihtiyacımız
var.
Artık toparlanma zamanı, kendimize, özümüze dönüş vakti.
Gerçekten ne düşündüğümüzle, ne hissettiğimizle başbaşa
kalıp kendimizi hatırlama zamanı. Bu dönemde sakinleşmeye,
kaybettiklerimizin farkına varmaya, huzura ulaşmak için yasını bile
tutamadıklarımız varsa onların yasını tutma, sevinemediklerimiz
için bu coşkuyu yaşama vakti. Düşündüklerimizi gerçek haliyle
yansıtmaktan çekinmeme vakti. Fazlalıklardan uzaklaşma zamanı..
Yeniden kendimizi bulmaya nefes almaya ihtiyacımız var…
Caner YILMAZ – Klinik Psikolog